1985 yılında ilki yayınlanan “Geleceğe Dönüş” filmini bir çoğumuz ağzımız açık şekilde seyretmiştik. Filmin zaman makinesi ile 2015 yılına gidilen bölümünde gördüklerimiz ise o dönemde teknolojinin bizi nereye götürebileceğine dair bir çok ipucu vermişti. 1985 yılında, 2015 yılını tasvir edildiği bölümde tabi ki ilk aklımızda kalan uçan arabalar idi. Uçan arabalar henüz gerçekleşmese de filmin senaristlerinin bir çok kehaneti gerçekleşmiş durumda. Konumuz bu değil ama meraklısına bu kehanetler ile ilgili linki buraya ekleyelim.

Bundan sadece 25 yıl önce Türkiye’de internet yoktu. Bilgisayarların şirketlerde yaygın olarak kullanılması da 30-35 senelik bir geçmişe sahip. Şu an geldiğimiz noktayı düşündüğümüzde bu başdöndürücü hızla geçen dönem insanı hayrete düşürüyor. Bu teknoloji çağına ayak uydurmak hem bireyler hem de şirketler için hayatlarına devam edebilmenin ilk şartı.

Gelişen teknoloji şirketler için büyük fırsatlar sunuyor. Artık neredeyse her gün dünyanın herhangi bir yerinde yeni bir buluş, bir icat, bir teknolojik gelişme oluyor. Bu teknolojik gelişim şirketlere çok büyük fırsatlar sunuyor. Ancak internet, yapay zeka, otomasyon sistemleri, yeni çıkan teknolojik ürün, servis ve hizmetler (RPA- robotik süreç otomasyonları, OCR-optik karakter tanıma, CRM yazılımları vb.) tüm şirketlere aynı fırsatlar sunmuşken her şirket bu fırsatları değerlendirebiliyor mu? Mesala internet, ürün satışını sanal ortamda yapabilecek fırsatlar sunmaya başladığında buna uygun olarak kendini geliştiren ve değiştiren firmalar olduğu gibi bu değişime uzak kalan, teknolojiyi yakalayamayan, geleceği öngöremeyen bir çok firma için de tehdit oldu.

“Geleceğe hazırlanmak” şirketlerin bir numaralı gündem maddesi.
Bugün iyi olmak hiç önemli değil.
“Gelecek nasıl olacak?”,  “Biz nasıl buna adapte olacağız?” şeklinde çalışmalar yapan şirketler avantajlı konuma geçiyor.

Şirketlerde sürdürülebilir yapılar artık babadan oğula geçen yöntem ve taktiklerle değil, stratejik olarak kurumsallaşmayı benimseyen, süreçlerini dijitaleştirmek için sürekli yeni teknolojileri kendi altapısına entegre eden, tekrar eden işleri robotlara, öğrenilip geliştirilecek işleri yapay zekaya teslim eden, bu sistemleri kurabilecek insan gücüne yatırım ile olacaktır.